Simultane çeviri, simultane tercüme veya Türkçedeki karşılığıyla eş zamanlı çeviri, herhangi bir dilde yapılan bir konuşmanın başka bir dile, bir simultane tercüman tarafından aynı anda çevrilmesi işidir.
İlk olarak İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Nürnberg Duruşmaları sırasında sunulan simultane çeviri hizmeti zamanla profesyonel kurallar çerçevesinde ve daha iyi ekipmanlarla icra edilmeye başlamıştır.
Günümüzde de en yaygın sözlü çeviri türü olan simultane çeviri, küreselleşmeyle birlikte uluslararası etkiletişim ve ticaretin artması sonucunda daha çok talep edilmeye başlamıştır.
Bugün Birleşmiş Milletlerden başlayarak birçok uluslararası kuruluş ve şirket
simültane çeviri hizmeti alıyor. Kongre ve konferanslar, eğitim ve seminerler, toplantı ve televizyon yayınları
simültane tercüme olarak da bilinen bu hizmetin en çok sunulduğu yerlerdir.
Simültane çeviri uzmanı
simültane çevirmen, simültane tercüman veya konferans tercümanı isimleriyle de bilinir. Genelde dört yıllık mütercim-tercümanlık bölümü mezunu olan bu dil uzmanları, tüm lisans öğrencilerinin %5-10’una karşılık gelecek şekilde (örneğin 30 kişilik bir sınıfta 2 öğrenci) seçilip etkin dinleme ve not alma stratejileri konularında eğitilir.
Meslek uzmanlarının konuşmacı ve katılımcı olduğu etkinliklerde teknik veya karmaşık terimler bulunur. Bir meslek uzmanını diğer bir disipline özgü terim ve ifadelere hakim olmamasını çok makul karşıladığımıza göre tercümanların da tüm jargona her daim hakim olması mümkün değildir.
Bununla birlikte tercümanların ilgili program öncesi bu kavramların tam tercümelerini bilmeleri ve anlamaları gerekir. Bu tür bir zorluğun üstesinden gelmek için, tercümanların bu kelime ve kavramları öğrenecek merak, motivasyon ve disipline sahip olmalıdır.
Bu yaklaşım, tercümanların konferanstan önce çeşitli metin ve videolar üzerinden pratik yapmasına ve çalışmaya hazır hale gelmesine olanak tanır. Bu bakımdan profesyonel bir tercümanın yeteri kadar deneyimi veye terim hazırlığı yoksa bir işi kabul etmemesi daha isabetli olacaktır.
Özetle, bir simultane çevirmenin ortalama bir çevirmene göre daha çok sözcük ve terim bilmesi beklenir. Bir iş toplantısında biberiye (rosemary) sözcüğünün, bir sanayi zirvesinde ise Adalar (Princes’ Island) sözcüğünün kullanılması her zaman mümkündür. Bu yüzden simultane çevirmenlerin, etkin bilgisayar kullanımı ve kriz yönetimi stratejileri geliştirmeleri gerekir.